-
1 ağız kavgası
перебра́нка, слове́сная перепа́лка -
2 ağız kavgası
n. bust up, words, quarrel, altercation, battle of words, wordy warfare, slanging match, row, spar, spat, squabble* * *1. bickering (n.) 2. squabble (n.) -
3 ağız kavgası
battle of words, spat, row, squabble -
4 ağız kavgası yap
fight verbally -
5 ağız kavgası etmek
v. bandy words, spar, squabble, spat -
6 ağız kavgası etmek
to bandy words (with sb), to have a row -
7 ağız
ağız < ağzı> Mund m; hayvan a Maul n; kap, torba Öffnung f; körfez, galeri Einfahrt f; mağara Eingang m; volkan Krater m; yol Abzweigung f, Kreuzung f; GR Mundart f, Dialekt m; Ton m, Art f des Sprechers; MUS Art zu singen; bıçak Schneide f;ağız açmamak den Mund nicht aufmachen (fam aufkriegen), schweigen;ağız ağza konuşmak unter vier Augen sprechen;ağız ağza vermek tuscheln;-e ağız etmek jemandem etwas weismachen wollen;ağız kavgası Schimpferei f;ağız kokusu üble(r) Mundgeruch;yumuşak usw bir ağız kullanmak einen sanften usw Ton einsetzen;ağız ağız prahlen;ağız tadı Genuss m, Behaglichkeit f;ağız tadıyla genießend, in aller Ruhe;ağız tütünü Kautabak m;ağız yapmak heucheln;ağza alınmaz ungenießbar; unanständig (Worte);ağz(ın)a almamak verschweigen, übergehen;ağza düşmek ins Gerede kommen;ağza koyacak bir şey etwas Essbares;ilk ağızda auf Anhieb;ağızdan MED oral; vom Hörensagen;ağızdan ağza von Mund zu Mund; -auf den Zahn fühlen;-in ağzı açık kalmak Mund und Nase aufsperren;ağzı bozuk adj Schandmaul n;ağzı büyük adj Aufschneider m;ağzı gevşek Schwätzer m;ağzı kara adj Schwarzseher m; Lästermaul n;-e ağzı varmamak sich nicht trauen zu sagen;-in ağzına bakmak nach dem Mund reden;ağzına burnuna bulaştırmak verpatzen;b-ne ağzına geleni söylemek jemanden ausschimpfen;ağzına kadar dolu bis zum Rand gefüllt;b-nin ağzına lâyık jemandem sehr zu empfehlen (zu essen, trinken);birbirinin ağzına tükürmek einander heruntermachen;-in ağzında bakla ıslanmamak kein Geheimnis für sich behalten können;-in ağzından çıkmak Wort jemandem entschlüpfen;bş-i b-nin ağzından kapmak jemandem (mit Worten) zuvorkommen; fam so rausfahren;-in ağzından laf almak jemanden aushorchen;ağzından (laf) kaçırmak sich verplappern;ağzını açmak den Mund aufmachen (a zum Sprechen); losschimpfen; dumm gucken;ağzını havaya oder poyraza açmak das Nachsehen haben;-in ağzını açtırmamak jemanden nicht zu Worte kommen lassen;-in ağzını aramak jemanden ausfragen, aushorchen;ağzını bozmak fluchen (und wettern);ağzını kiraya mı verdin? hast du die Sprache verloren?;ağzını tutmak verschwiegen sein;-in ağzının içine bakmak an jemandes Mund hängen;-in ağzının kâhyası olmak jemandem vorschreiben, was er sagt;-in ağzının kokusunu çekmek jemanden ertragen müssen;-in ağzının suyu akıyor das Wasser läuft jemandem im Munde zusammen;-den ağzının tadını almak böse Erfahrungen machen mit;b-nin ağzının tadını kaçırmak jemandem etwas verderben -
8 çekişmek
-
9 dalaşmak
-
10 çekişmek
I vtbir şey \çekişmek an etw hin und her ziehenII vi2) ( ağız kavgası etmek) streiten (-le mit), hadern (-le mit)3) ( gayret harcamak) ringenbirincilik için \çekişmek um den Sieg ringencan \çekişmek mit dem Tod ringen -
11 kavga
kavga sStreit m\kavga çıkarmak einen Streit anfangen [o entfachen]\kavga çıkmak Streit ausbrechenağız \kavgası verbaler Streit
См. также в других словарях:
ağız kavgası — is. Karşılıklı ağır sözler söyleyerek yapılan çekişme, atışma, ağız dalaşı, dil dalaşı, dil kavgası … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağız dalaşı — is. Ağız kavgası ... heyecanlar, ağız dalaşları içinde oynanan kâğıt, tavla oyunlarına da pek hor bakmamak lazımdır. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
dil kavgası — is. Ağız kavgası … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜNAZAA — Ağız kavgası, mücadele, çekişmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kavga — is., Far. ġavġā 1) Düşmanca davranış ve sözlerle ortaya çıkan çekişme veya dövüş, münazaa Kavga olmadan evden fırlasak ne iyi olacak. H. E. Adıvar 2) mec. Herhangi bir amaca erişmek, bir şeyi elde etmek veya bir şeye karşı koyabilmek için… … Çağatay Osmanlı Sözlük
atışmak — le 1) Ağız kavgası etmek 2) nsz Kendisine dargın olan bir kimseye barışıkmış gibi söz söylemek Nafile atışma, ben seninle barışmam. 3) ed. Saz şairleri, belli bir ayak üzerine karşılıklı deyiş söylemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
cidal — is., li, esk., Ar. cidāl 1) Savaşma, cenk 2) Ağız kavgası, çekişme … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekiş — is. 1) Çekme işi veya biçimi Bir düğümü bir çekişte açmak imkânını temin eden kesik ip ucunu bulunca durdular. P. Safa 2) Bir motorun çekme gücü Benim arabanın çekişi çok iyi. 3) hlk. Ağız kavgası … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekişmek — nsz, le 1) İki yönünden karşılıklı çekmek Halat çekişmek. 2) Bir şeyi birbirine karşı çekmek Bıçak çekişmek. 3) Aralarında ad, niyet, kâğıt veya piyango çekmek Kura çekiştiler. 4) mec. Ağız kavgası etmek Seninle çekişmek lazım, büyük hareketlerin … Çağatay Osmanlı Sözlük
dalaşmak — nsz, le 1) Köpekler boğuşup birbirini ısırmak 2) mec. Ağız kavgası etmek Günün birinde hain bir kedi bir kuyruk parçasını kapıp kaçmış, o da bunun için günlerce karısıyla dalaşmış. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük